top of page

Osmanlılar, Rumeli’ye nasıl yerleştiler?

  • Yazarın fotoğrafı: Editör
    Editör
  • 29 Haz 2021
  • 1 dakikada okunur

Halil İnalcık, Osmanlı fetih metotlarını şu şekilde

sistematize eder; Osmanlı yayılışı tamamen muhafazakâr bir karakter taşımaktaydı. Ani bir fetih ve yerleşme siyaseti yoktu. Fetihler sistematik bir şekilde çeşitli safhaları izleyerek yürütüldü. İlk safhası bir alışma ya da alıştırma zamanı olarak gerçekleşirdi. Gazilerin daimi baskısı altındaki komşu senyörler veya devletler bu baskıdan kurtulmak için sultanın tabiliğini ve haraç ödemeyi kabul ediyorlardı. Haraç miktarı

ne kadar küçük olursa olsun bir kere bu sistem yerleşti mi Osmanlılar ülke halkını İslâm hukukuna göre kendi tebaası sayıyordu.


Tâbiiyet şartlarının herhangi bir şekilde ihlali hâlinde, o ülke darülharb durumuna düşüyor ve buraya gazilerin

aralıksız akınları tekrar başlıyordu. Tabiiyet bağlarının sıklaştırılması ve nihayet yerli hanedanın bertaraf edilerek, o

ülkenin doğrudan doğruya bir Osmanlı sancağı hâline getirilmesi siyasî şartlara ve fırsatlara göre bir zaman alıyordu.


Osmanlı fütuhatı bu tedrici fetih politikasını XVI. yüzyıla kadar sürdürmüş; Tuna’nın kuzeyindeki memleketlerin

Macaristan hariç, doğrudan doğruya ilhakı için hiçbir zaman şartlar tamamıyla uygun görülmemişti. Macaristan’da da

başlangıçta bu sistem uygulanmış, fakat Habsburglar karşısında müdafaa ihtiyaçları, buranın birkaç beylerbeyilik

hâline getirilmesi neticesini vermiştir.


Yerli hanedanın tasfiyesiyle fetih metodunun ikinci basamağı başlardı. Eski devlete ait unsurlar kısmen muhafaza

edilir ve bu bölgeler tımar sistemine sokulurdu. Tımar sisteminin kuruluşu bütün yerleşik halkın ve gelir getiren

mülkiyet ünitelerinin defterlere kaydedilmesini gerektirirdi. Yapılan bir tahrirle (vergi nüfusu yazımı) bu bölgeler Osmanlı

nizamına intibak ettirilirdi. Hiçbir zaman eski nizamın birden ilgası ve Osmanlı kanunlarının hemen uygulanması söz konusu değildi.


Mukavemetin uzun müddet devam ettiği yerlere kalabalık Türk grupları yerleştirilerek, nüfusun etnik yapısı

değiştirilirdi. Balkanlar’da Osmanlılar’a mukavemet etmeyen, ya da az mukavemet eden yerlerde Türk unsurların

yüzdesi daha azdır. Bu işlemin tersi olarak da Rumeli’den Anadolu’ya Hristiyan zümreler sürülerek, o bölgenin daha

rahat Türkleşmesi sağlanmıştır.

Comments


bottom of page